Hollanda, Belçika (2012)

Ramazan Bayramında 2 gün Amsterdam, 1 gün Brüksel, 1 gün Brugge.

Bu göçmenler, yok fakir ülkelerden gelip Avrupalı gençlerin işini elinden alıyormuş, onların vergileri ile bakılıyormuş, vs. Aslında bu gerçek bir sorun değil, herkes gibi göçmen de ekmeğinin peşinde. Avrupalılar bu insanların kendi başlarına dert olduğuna inanıp tartışıp endişelenip dursunlar, bu onları farkında olmadan oyalıyor, "madem derdimiz yok o zaman kendimizi eroine mi verelim, Danimarkalılar gibi rock müzik yapıp kilise mi yakalım, İsveçliler gibi intihar mı edelim?" olaylarına girmelerini engelliyor. Bir nevi aşı gibi yani.

Van Gogh müzesine gittim. 27 yaşında ressam olmaya karar verip 37'de intihar etmiş. Ne yaptıysa o 10 yılda yapmış!

Hermitage müzesine gittim (Esasen Rusya'da olan müzenin şubesi). Empresyonist nedir, klasik dönem ressamı nedir, ona dair bir sergi vardı. Eskiden resim belli başlı konuda olurmuş: Kutsal kitaptan sahneler, azizler, mitoloji, zenginlerin portreleri, vs. Ayrıca bazı katı kuralları var: Bunlar fotoğraf gibi net olur, konunun öznesi resmin ortasında yer alır, gibi. 1850'lerde tek bir otorite varmış: Salon Paris. Seçme kurulu ressamların eserlerini yılda bir kez açılan sergi için seçer, ressamlar da burada sattıkları ile geçinirmiş.

Monet gibi bazı ressamlar ortaya çıkıp, sadece alelade bir manzarayı, bir sokak resmini, belli bir odak içermeyen tamamen serbest kurallarla yapmaya başlamışlar. Bunlar ilk zamanlar aşağılanmış, dışlanmış, alay konusu olmuşlar (empresyonist lafı da ilk kez onları eleştiren bir gazeteci tarafından kullanılmış).

Ne garip ki hiçbir hak mücadele olmadan elde edilmiyor. Söz konusu olan tuval üstüne yapılan bir resim dahi olsa!

AB vatandaşları havaalanında pasaport kontrolünü kendileri yapıyor

Kanalda tekneyle konser izlemeye gelen keyfine düşkün Amsterdamlılar

Belçika meşhurlarından Waffle - Genelde sade yiyorlar

Grand Plaas - "Brüksel'de görüp göreceğin yer burası hocam" demişti biri

Brugge - Kanallı başka bir şehir.  

Brugge - Resim gibi