30 Mart 2014 Pazar

Londra (2014)

26 Mart 2014 Çarşamba - 27 Perşembe - 28 Cuma (29 Cumartesi dönüş)
Ablamın doğum günü için sürpriz yaptım.

Ev Chingford'da Epping ormanının yanında.
Perşembe sabah eniştenin Toynbee Hall'da kiralık ses sitemi kurması için yardım ettim.
(Toynbee: İngiliz, kültür araştırmacısı, İngiltere'de saygıdeğer biriymiş, burası da onun adına yapılmışmış: https://eksisozluk.com/arnold-joseph-toynbee--608034)
O gün orada yapılan konferans ise "anneannelerin babaannelerin çocuk büyütmesindeki katkısını yaygınlaştırmak" gibi komik bir şeydi. Yani Türkiye'de zaten olan durum.

Kurulumu yapıp test ettikten sonra evsizlerin sahibi olduğu bir kafede kahvaltı ettik. Bu kafede evsizlere iş veriliyomuş falan. Güzel, şekilli bi yerdi. Ne de olsa Avrupalı olmanın gereğidir "şekil". Her neyse, işte o kafenin tuvaletinde eintein'in aşağıdaki posterdeki sözünü gördüm:

Einstein, gözümsün

Einstein güzel ifade etmiş: Herkes dahidir. Ancak bir balığı onun ağaca tırmanma yeteneği ile değerlendirirseniz, tüm hayatı boyunca bunun aptalca olduğunu düşünecektir.

Ben tam da o sırada insanların nasıl olup da kendilerini doğada diğer canlılardan daha özel bir yere sahip olduklarına inandıklarına hayret etmekte ama bunu karşımdakine nasıl anlatacağımı bilememkteydim. Einstein da benim gibi düşünmüş ama benden daha güzel ifade etmişti. 

Sonrasında Spatialfield 2. el pazarına gittik. Antikalar, plaklar filan vardı. Oradaki Carribbean tarzı yiyecekler satan büfeden "patties" aldık (sword fish'li). 

Nehir kıyısında Stour space diye bir galeriye gittik. Hem sergiler filan oluyor hem de kahvelerini kendilerinin öğüttüğü çok güzel bir kafesi var. Olimpik stadyum manzarası da cabası:



Stour space'den Olimpik stadyum manzarası

cuma günü southbank centre'a gittik. Mekanda hem beleş caz konseri vardı hem de BBC3 canlı yayınını buradan yapıyordu (Sadece 2 haftalık bir süre için). İnsanlar gelip hem canlı radyo yayını izliyor, hem de içkisini içip, kitabını okuyor ya da bir şeyler yiyordu. Zaman geçirmek için hoş bir yer. Barda sürahi ile bedava su koymuşlar, isteyen içiyordu.

bir kaç tane banksy göreyim istedim (gerçek duvarlar üzerinde) ama internetten bakmış olmama rağmen bulamadım. banksy ingiltere'de o kadar saygı gören bir sanatçı ki, duvara yaptığı çalışmalar legal olmadığı halde hükümet onları kaldırmıyor, onlara dokunmayıp sanat eseri olarak görüyor. tabi banksy de nerede duracağını biliyor - fazla abartmıyor anladığım kadarı ile.

eniştenin convertible (kabriole) arabasına binince bir araba alacaksam mutlaka üstü açılır bir şey olmalı düye düşündüm. Açık hava ile direk temas motorsikletin verdiği hissiyatı veriyor. Bir araba için daha iyisi olabilir mi?

Heathrow'dan TK 1986 uçağı ile dönerken (Boeing 777) şansım yaver gitti de, business class'a upgrade edildim. O ne rahatlıkmış öyle yahu, bi 10 saat daha olsa uçulurdu yani!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder