29 Temmuz 2012 Pazar

İtalya - Almanya - İsviçre (2012)


Roma (2 gün)


Pantheon - Oldukça iyi korunmuş bir Antik Roma yapısı 


Büyük, etkileyici yapılar var her yerde (Venezia Meydanı)


İlk duyduğumda Sixteen Chapel olarak anladığım şey meğerse Michalengelo'nun da eserlerinin olduğu Sistine Chapel imiş. Buna bir dahaki sefer gideceğim inşallah.

Roma'dan Hamburg'a: Air Berlin
Roma - Hamburg arasında uçtuğum Air Berlin'de koltuklar yatmıyor. Koltuk aralıkları dar olduğu için mantıklı bir uygulama. Uzun bacaklılara işkence olmuyor.


Air Berlin


Uçak ekranında uçağın uçtuğu rota gerçek Google Earth görüntüsü üzerinde gösteriliyor. Normalde sadece harita üzerinden olurdu, böyle değişik olmuş.

İkram olarak snack + icecek ücretsiz ama menüden bir şey almak istersen paralı. 3.5 saatlik bir yolculukta dahi 1 bardak suyu ücretsiz vermeyen bazı havayollarının örnek alması gerekir.

Hamburg (3)

S-bahn = tren, U-Bahn = metro demek oluyormuş.

Hamburg Limanı Amsterdam'dan sonra Avrupa'nın en büyük limanıymış. Gerçekten de baktığında uçsuz bucaksız vinçler gözüküyor.

Miniaturland: Maket dünyası, gidilebilir. Dünyanın en uzun maket tren ağına sahip. Girişi 12EUR. Beni misafir eden arkadaşım Utku'ya teşekkürler.


Beyler, sizin burada hava attığınız S350 Mercedes'ler burada taksi! (bende yok)


Basel + Zürich
Swiss Air - Avro RJ100 ile Basel, sonra trenle Zürih.

Kabin görevlisi içecek servisi yaparken ben çay istedikten sonra "soğuk birşey de ister misiniz" diye sordu. Oysa ki hemen öncesinde portakal suyu da istemeyi düşünüp ayıp olur mu acaba diye çekinmiştim. Demek ki normal birşeymiş. Bundan sonra hep isteyebilirim! Ayran ve çay, gibi!

Zürih


Zürih'deki Gross Munster Kilisesi (853) eskiden katolik kilisesiymiş, sonra Protestan olmuş (Tepesinde haç varsa Katolik demektir). Zürih katolik kantonmuş. Kantonun mezhebine göre tatiller değişiyormuş. Katoliklerde aizidir, papasıdır, bir sürü VIP olduğu için onlarda tatil daha çok oluyormuş!

İsviçreliler yanaktan 3 kez öpüyor (Sağ yanak - sol yanak - sonra tekrar sağ yanak - trafikte karşıdan karşıya geçer gibi)

ART-Basel: Dünyanın en meşhur sanat fuarlarından biri buymuş. Multi-milyonerler genelde yıllık sanat alışverişlerini buradan yapıyormuş! (Ben sanat alışverişi modunda değildim)

İsviçre'de kirada oturduğun dairenin anahtarını kopyalamak yasakmış. Anahtarcılar sen istesen de kopyalamıyorlarmış. Bunu duyduğumda bir an sessizlik oldu, ne diyeceğimi bilemedim. Ben ki kiracımdan ne kiramı ne de posta kutusunun anahtarını dahi alamamışımdır.


Spiez yöresindeki göl



Berlin

Check Point Charlie museum'u gezdim. Doğu Almanya'dan Batı'ya kaçış hikayelerini anlatıyor.

Akşam Der Goldene Bahn lokantada yemek - Inglorious Bastards filminin çekimleri esnasında Brad Pitt de buraya takılıyormuş.

Holocaust memorial'ı gezdim. Akşam Sandra ve erkek arkadaşı Steffen ile bu konuda da konuştuk.

Sandra: İşin korkunç tarafı bunun (Holokost'un) bir endustri şeklinde, herşeyin kayıtlı olarak yapılmış olması

Ben: Aslında o değil de insanlar bunu nasıl normal kabul edebiliyor? Cinayeti işleyen sen, ben gibi normal insan sonuçta!

Steffen: 3 kişi ile Das Experiment filmindekine benzer gerçek bir deney yapmışlar (doktor - kişi - hasta). Doktor kişiye düğmeye bas diyor. Kişi düğmeye basınca düzenek hastaya elektrik veriyor. Hasta çığlık atmasına rağmen doktor "ok sorun yok" dediği için %80 insan doktorun sözünü dinleyip düğmeye basmaya devam ediyor.

Burada düğmeye basan kişi, sorumluluğu saygı duyduğu üst hiyerarşideki kişiye bırakıyor. Ona verilen görevi yapmaya devam ediyor!

ACABA FARKINDA OLMADAN BİZ CİNAYETLER İŞLİYOR MUYUZDUR?

--------------------------------------------------------------

Alman arkadaşımda gördüm: Seyahate gidecegin yerle ilgili rehber kitap satın almak yerine kütüphaneden ödünç kitap alıp çalışıyor. Oldukça "Alman" bir davranış! (Unzih unzih unzih...) İlham aldım.

Karl Marx Allee
Doğu Almanya'nın güç gösterisi için yaptığı, Şanzelizeye özenen kocaman bulvarı. Yolun sağında solunda devasa büyük apartmanlar var. Gel gör ki duvarları (mermer olması beklenirken) fayanstan yapılmış! (ucuz olsun, para yok diye)

Berlin'de şehrin ortasında pembe - mavi borular var. İlk başta sanatsal birşey mi acaba diye düşünmüştüm ama bunlar yeraltı sularını (ground water'ı) tahliye için kullanılıyormuş. Berlin'de çok fazla yeraltı suyu varmış. Berlin duvarı yıkıldıktan sonra ortaya çıkan dev boş alanda yapılan inşaatların sularını tahliye etmek için kurulmuş.

Raw temple: Eski sanayi bölgesi, şimdi sosyal alana dönüştürülmüş. Fabrika binalarının yerini kafeler, konser alanları, vs., almış.

2009'dan beri kullanılmayan, eski Nazi havaalanı  Tempelhof'a gittim. Sert üsluplu bir mimarisi var. Artık park olarak kullanılıyor. Uçak pistlerinde bisiklete binmek, koşmak gibi lüksleriniz mevcut.


Templehof Havaalanı pisti - şimdi patencilere ait


Her yıl 21 haziranda - en uzun günde- Fete De La Music sokak festivali oluyor - her caddede, parkta müzik platformları kuruluyor.

Akademik ya da alaylı - işte bütün mesele bu...
Alman arkadaşımla sokakta yürürken aramızda şöyle bir konuşma geçti:

  • Burda sokakta gördüğümüz tarzdaki Türklerin çoğuyla benim Türkiye'de de fazla iletişimim yok. Senin de burada olmaması normal değil mi?
  • Benim ailem hep zanaatkardır. Bir tek ben üniversite okudum. Ancak kendi ailem içinde bile aramızda bir soğukluk, ayrımcılık oldu, beni burnu havada olmakla suçladılar (ve benim yaptığımı - okumayı- değersiz gördüler). Onlara göre esas iş üretimdedir. Marangozluktadır, tesisat yapmaktadır; Lay lay lom okuyup rahat rahat takılmak değildir.  Abim ancak yıllar sonra ustalık belgesi icin 4 senelik bir kursa giderken okumanın da aslında zor birşey olduğunu kabul etti. İlk kez o zaman beni biraz anladı. Aslında hiçbiri diğerinden daha az değerli değil. Sonuçta her işin zor yanı var. Döner kesmek de basit değil ki, vergisi var, dükkan çevirmesi var... Bu yüzden okumuş - okumamış ayrımı olması biraz normal. Büyütülecek birşey yok. Herkes birbirini biraz anlasın, sorun kalmaz.

Avrupa'da da bir iki nesil öncesine kadar kadınlar evde oturmalı, çocuk bakmalı deniyormuş ama 2. dünya savaşı sonrasında kadınlar da erkekler gibi çalışmak zorunda kalınca bir bilinç oluşmaya başlamış. Hakları için savaşarak bugünkü bireyselliklerini elde etmişler.

7. Berlin Bienali
İstanbul bienaline göre çok daha küçük bir organizasyon, küçük bütçe. Kimsenin haberi dahi yok.



Bienaldeki sanatçı veritabanı uygulaması


Neydi acaba?


Pergamon müzesi'ni gezdim. Bergama'dan getirdikleri Zeus Sunağı ile kocaman müze kurmuşlar. Sesli rehberde dediğine göre bu tapınak bulunduğunda Türkler heykelleri kireç kazanında eritip kireç yapıyorlarmış. Bu yüzden bu değerli eserleri kurtarmak için buraya getirmişler. 100 yıl önce kurtarmışsın madem, çok teşekkür ederiz, ama artık geri verebilirsin o zaman, değil mi? Bugün biz de artık tarihi eserlere önem vermeye başlamışızdır herhalde. Sanırım. Ya aslında bir an emin olamadım. Son zamanlardaki haberleri bir tarayıp bakmak lazım.

Valla Türkler heykelleri eritip kireç yapıyorlardı, o yüzden çalmak zorunda kaldık!!!

Metroda turnike sistemi yok. Nadiren bilet kontrolü yapılıyor olmalı ama ben hiç rastlamadım.

Dillerin Kökeni
İngilizce, Almanca ile aynı dil ailesinden geliyormuş. Anglo saxon'da geçen Saxon Almanya'da bir bölgeymiş. Saxon bölgesinden İngiltere adasına göçenler tarafından orada yayılmış, Almancadaki ss ingilizcede t'ye dönüşmüş (wasser - water, gibi).

Fransızlar 1200'lerde (?) ingiltereyi 300 sene kadar işgali altında tutmuş. Bu yüzden İngiltere'de üst sınıflar, yöneticiler vs., Fransızca etkisinde kalmış. O yüzden halk ingilizcesinde Almanca kökenli kelime çok fazla, yönetim vs., kelimelerde ise Fransızca.

Fransızca ise İngilizce ve Almanca'dan farklı olarak, (İspanyolca ve İtalyanca ile birlikte) Latince kökenlidir.
Aynı kökenden olan bu dillerin yazılışları neredeyse aynıdır, gramerleri ise birebir aynıdır. Sadece söylenişleri farklıdır. Örneğin İtalyanca bilen İspanyolcayı da okuyabilir.

Yunanca ise tamamen farklı bir kökenden gelir.

Japonca ile Türkçe'nin aynı kökenden gelmesi Türklerin orta asyadan göçmesi ile ilgili bir iz gibi gözüküyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder